Ege | Konular

Yelkenciler için Kuzey Ege

Çanakkale boğazını çıkınca Ege denizi başlamaktadır, boğazdan sonra güneye dönüldüğünde dikkat edilmesi gereken bir seyir bölgesine girilmektedir.
Çanakkale boğazı girişinin güneyinde kalan Ege sahilleri tehlikelidir, sığlıklar vardır. Karaya yakın seyredilmemesi gerekir, Beşige burnunun güneyindeki koy gece seyrinde çok yanıltıcı olabilir ve muhtelif topuklar mevcut olup karaya oturma riski yüksektir.

Ayrıca balıkçıların ağlarına da dikkat etmek gerekiyor. Beşige burnu fenerini kerteriz alarak yarım mil kadar açığından derin sudan geçmek gerekir fakat bu gece seyrinde özellikle görüş mesafesinin az olduğu havalarda mümkün olamayabilir. Ayrıca daha güneyde kalan Kum burnu bankı da sahilden yarım mile kadar açıklıkta sığ topuklarla doludur.

Bu nedenle yatlar için güvenli güzergah Bozcaada’ya yakın seyrederek ve Karayer adalarının açığından geçmektir. Karayer adalarında fener olmakla beraber görüşün az olduğu gecelerde küçük adalar görünemeyebilmekte ve büyük ada üzerindeki fener yetersiz kalabilmektedir.

Kumkale Mendireği

Bu mendireğe bazıları Yeniköy barınağı da diyorlar ( N 39,57,64 - E 26,09,55 ). Çanakkale boğazının Ege çıkışının doğu kıyıları çok sığdır. Kumkale önlerinde sahile yaklaşılması tehlikelidir, karaya oturma ihtimali yüksektir. Boğaz çıkışında güney doğu istikametinde Kumkale mendireği vardır ve burası güney rüzgarlarında bölgedeki tek sığınılacak yerdir. Mendirek girişi batıya bakar, kuzey ve batı duvarlarında rıhtım yok, güney duvarında kısa bir rıhtım var girişte derinlik 3,5 metre civarında, ortalara doğru sığlaşır, rıhtımlara yakın 2,5 m civarında. Bağlanacak rıhtım gayet kısa. Mendirek genişletilmiş ve ilave edilen kısmın içinde rıhtım yok fakat alargada kalınabilecek bir demir yeri mevcut. Ancak, şiddetli güney rüzgarlarında sığınılacak önemli bir yerdir. İkmal imkanı yok, yakınlarda iki köy var fakat buralara ulaşım için hazırda araç bulmak mümkün değil.
 
Çimento Fabrikasının Mendireği
Kumkale mendireğinin biraz daha güneyinde ve Beşige burnunun ardında Çimento fabrikası vardır ve bunun önünde kendisine yetecek küçük bir mendirek mevcuttur. İçerde tesisin iki römorkörü vardır. Bu mendirek fabrikaya özel bir alandır ve normalde yatların demirleyeceği bir yer değildir. Ancak zor durumlarda ve fırtına ortamında sığınılacak bir yer olarak düşünmek gerekir. Nitekim ben, 22 Eylül 2006 da gece seyri esnasında aniden bastıran bir bora ve şiddetli yağmur altında bu mendireğe sığınmak zorunda kaldım; bu tesisteki römorkörün mürettebatının yardım ve sıcak ilgilerini takdirle ifade etmek isterim. Kaptanından tayfasına ve tesis yöneticilerine kadar tüm personelin gösterdikleri yardım destek ve sıcak ilgi için müteşekkirim.
 
Gürpınar Mendireği
Bölgede Babakale’den önce sığınılabilecek son mendirektir. (N39, 33, 56 - E 26, 05, 50) koordinatlarında kuzeyi doğal bir burun ile kapalı olup sığ bir kumsal plaj kenarına kurulmuş bir mendirektir. Girişi kuzeye bakar ancak doğal burun ile kapandığı için fazla rüzgar tutmaz, batı duvarında rıhtım yoktur; kuzey güney ve doğuda rıhtım vardır. Çok bakımsız durumdadır ve ihtiyaç malzemesi bulmak mümkün değildir. Gürpınar beldesine 5 km mesafededir, vasıta bulmak şansa kalmıştır. Ancak, mendirek duvarlarında taksi telefonları var ve çağrılınca geliyorlar. Giriş 2,5 m civarındadır, ortalayarak girip çıkmak gerekir. Doğu rıhtımı sığdır, kuzey ve güney rıhtımlarında derinlik 2 m civarındadır. Sert havalarda mendirek içi solugan yapabilir, rüzgarın yönüne göre rüzgar üstünde rıhtım seçip bağlamak yararlı olur.
 
Babakale
Mendirek girişi güney doğuya bakar (N 39, 29,01 – E 26,03,85), küçük bir koy oluşturan yarımada ile gelen rüzgar ve dalgayı kırdığı için giriş bir nebze korumaktadır. Ancak mendireğin asıl güney duvarı daha önce şiddetli denizler tarafından bozulup dağıtılmış ve yeniden alel usul doldurularak kullanılır hale getirilmiştir. Mendirek duvarında rıhtım yoktur. Kuzeyde mendirek sonunda kalenin önünde kalan kuzey rıhtımında genelde büyük balıkçı motorları üstüste bağlanırlar ve ağ rampası vardır, yatlar için pek uygun değildir. Mendirek doğu kısa duvarı arkasında bir iç liman oluşturur, içerisindeki sığlıklara dikkat etmek ve iskandille girmek şartıyla, yatlar için barınılacak bölüm burasıdır. Yaklaşırken belirleyici olan Kaledir, 1723 yılında inşa edilmiştir, köy bıçak imalatı ile tanınırdı, ama şimdilerde birkaç imalatçı kalmış o kadar.
Köy limanın biraz üzerinde yüksekte kalır, küçük bir otel mevcut. Gürpınar beldesine 10 km kadar bir yolla irtibatı vardır. Su bulunabilir ama elektrik almak ve yakıt ikmali zordur.
 
Kuzey Ege’deki Adalarımız
Yüz yıllarca egemenliğimiz altında kalmış olan ve uğruna çok çetin savaşlar verdiğimiz, Ege denizindeki sahillerimizin dibindeki adaları nasıl olup ta sahip çıkamayarak kaybetmişiz, hep içim yanar. Lozan anlaşmasıyla Çanakkale boğazı girişine yakın olduğu için sadece iki ada bize bırakılmış Bozcaada (Tenedos) ve Gökçeada (İmroz). Gökçeada daha büyük ve doğal güzellikleri ve geniş plajları olan aynı zamanda geniş liman imkanı da bulunan bir ada olmakla beraber Kuzeyde kaldığı için yatçıların rotası üzerinde değildir, bu nedenle layık olduğu vechile ziyaretçisi olamamaktadır. Buna mukabil Bozcaada yatçıların rotası üzerinde olduğu için daha küçük olmasına rağmen, tam bir uğrak yeri olmuş ve neticesinde turizm gelişmiş ve gelişmektedir. Bozcaada doğal güzellikleri olan ve üzümü ile şarabı meşhur olan bir yerdir. Ayrıca, Çanakkale boğazının güney sahilleri sığlıklarla dolu olduğu için yatçılar Bozcaada’ya uğrayarak yollarına devam etmeyi tercih etmektedirler.
 
Bozcaada
Kalenin önünde bir liman ve onun kuzeyini koruyan mendirek vardır. (39,50,15N – 26,04,45 E ) Limanın içinde feribot iskelesi, sahil güvenlik ve mahalli balıkçıların iç mendireği bulunmaktadır. Kuzeybatı–güneydoğu yönünde uzanan mendireğin kenarı rıhtımlanmış ve yatlara tahsis edilmiştir. Artık güneye gidip gelen yatlar için bu mendirekte bir mola vermek neredeyse adet haline geldi. Belediye palamar hizmetini ve su elektrik teminini güzel organize etmiştir. Limana vardığınızda sizi mutlaka karşılayan bir görevli oluyor, bağlanmanıza yardımcı oluyorlar ve su elektrik almak isterseniz kenardaki portlardan saatlerini açarak veriyorlar. Burada Şerif Ali adında bir belediye görevlisi her zaman güleryüzlü ve tertemiz üniforması ile yatçıların iyi tanıdığı bir sima olmuştur. Vaktiyle balıkçılık yapan bu kişi palamar bağlamayı iyi bilir ve gerektiğinde su elektrik almanıza da yardımcı olur. Mendireğin ucu sıkı bir kuzey rüzgarının kaldırdığı kaba denizle 2004 de çöktü, bir şamandıra fener ile giriş belirlenmiş durumda rıhtım tam mendirek ucuna kadar devam etmiyor. Son senelerde artan trafik ve rağbet neticesinde liman yetersiz kaldı ve büyütülmesi düşünülüyor. Kalenin önüne denk gelen kısım sığ olduğu için yatların bağlanmasına uygun değil. Sandallar ve mahalli balıkçı tekneleri ise liman içindeki vapur iskelesinin arkasındaki iç mendirekte bulunurlar. Bu iç limanın rıhtımında balık hali, küçük bir park ve bol miktarda balıkçı lokantaları vardır. Kale geceleri ışıklandırılır ve bu restoranlarda çok hoş akşam yemeği sefaları olur.
Limana yanaşırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus demiri rıhtımdan epeyce açığa atıp bolca kaloma vererek tutturmaktır. Zira, devamlı gelip geçen araba vapurunun yarattığı dalga ile güneyden arasıra gelen kaba soluganlar yüzünden demir taramak çok rastlanan hadisedir ve bu nedenle kıçtan rıhtıma dayanıp hasar görmek mümkündür.
Kale iyi korunmuş büyük bir kaledir, vaktiyle deniz kenarına kadar inen surpeçe tabir edilen dıs kısa duvarları bugün doldurulmuş rıhtım alanının ardında kalmıştır. Kale kısa bir süre Rusların eline geçmişse de akıllıca yapılan bir blöfün tutması ile tekrar Türkler tarafından zahmetsizce ele geçirilmiştir. Adayı ve kaleyi kurtarmaya gelen birlikler adanın başka bir yerine çıkmış ve bin kişi kadar olan bu birliklerin onbin kişi olduğuna dair rivayet üzerine Ruslar blöfe kanarak kaleyi tahliye etmişlerdir. Sonra aldatıldıklarını anlayınca tekrar taarruz etmişlerse de gelenler kaleyi iyi korumuşlardır.
Adanın kuzey sahilleri rüzgaraltında kalır ve kayalık yerlerdir, rüzgar jeneratörleri ile elektrik üretimi yapılır. Limandan itibaren güneye doğru birbirini izleyen irili ufaklı güzel koylar vardır bunlardan limandan sonra ikincisinde adanın antik adını taşıyan bir otel mevcuttur ve koy tamamen otelin plajı durumundadır. Adanın Güney sahillerinde çok güzel kumlu plajlar vardır. Ayazma koyu ve onun biraz batısında Sulubahçe koyu güzel plaj alanlarıdır. Ancak bunların önünde ve aralarında sualtı kayalıkları ve Horoz taşları denilen kayalıklar vardır. Sulubahçe koyu yatlar için daha uygundur yine de girişte kayalara çok dikkat ederek burun ile sığlıklar arasından görerek girmek gerekir ve risklidir.
Adada yol ağı iyidir hemen her köşeye uzanan asfalt kaplı yollar mevcuttur. Limandan kasabadan kalkan minibüs seferleri ile güneydeki bu güzel plajlara ulaşmak mümkündür. Ayazma koyunun üzerindeki yokuşun üstünde şimdi metruk bir Ayazma vardır ismini buradan almıştır. Motosiklet veya bisiklet kiralamak da mümkündür. Adada yollar boyunca güzel bağlar uzanır gider. Karalahna adlı üzümü ve bu üzümden yapılan kırmızı şarabı meşhurdur.
Eskiden küçük şarap imalathaneleri vardı ve liman şarap kokardı. Şimdi bunların çoğu kapanmış ve daha organize ve mekanize imalathaneler üretime devam ediyorlar.
Bu arada yeri gelmişken bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim:
Vaktiyle odunluk iskelesi ile ada arasında eski çıkartma gemisinden bozma bir hurda çalışırdı. Günde bir sefer gider gelirdi. Bu seferlerde üzüm kamyonlarına öncelik verilir ve bu yüzden gidemeyip adada mahsur kalanlar bile olurdu. Bu iş suistimale müsait bir hal almıştı ve içinde üzüm olsun olmasın kamyon üstüne tenteyi çekip kaptanın ahbabı ise çıkarma gemisine bindirilir ve ona yer açmak için birkaç turist arabası zorla vapurdan çıkarılırdı. Bizim başımıza da bu olay geldi ve birlikte geldiğimiz arkadaşımın arabasını zorla vapurdan çıkarmaya çalıştılar; eşim öğretmendi ve ertesi sabah okulunda mesaisinde olması gerekiyordu. Şüphelendim ve gidip kamyonun tentesini açıp içine baktım ki bomboş. Elbette gerekli tepkiyi verdim. Bunun üzerine başta kaptan olmak üzere bir sürü mürettebat üzerime yürüyünce arbede çıktı. Bu ekipten ve yaptıkları haksız yolsuz işlerden haberdar ve müşteki olan sabrı taşmış yolcular da benden yana olunca büyük bir kavga çıktı mürettebatla yolcular tekme yumruk birbirine girdi. Adada sadece üç tane polis memuru olduğu için üçü de kavga bitene kadar sahilden izledi çaresiz. Neticede yolcular galebe çaldı ve mürettebat nakavt oldu fakat, bu defa da kaptan gitmem diye tutturdu. Liman şefi, komiser, kaymakam araya girdiler ve zorla adamı yola çıkardılar. Ama Laz kaptanın inadı tutmuştu. Odunluk iskelesine varınca hava yanaşmaya müsait değil diye tutturdu ve geri dönmeye kalktı, yolcular avaz avaz bağırarak ve para teklif ederek limandaki büyük balıkçı teknelerinden yardım istediler, bu teknelerden çıkarma gemisine çıma atıldı ve kaptanın feryat ve tehditlerine rağmen zorla iskeleye yanaştırıldı. Bu olayı ben Denizcilik Bankası ve vilayet ile adliye nezdinde sıkı bir takibe aldım, neticesinde o hurda gemi seferden kaldırıldı kaptan ve mürettebata disiplin cezaları verildi ve adaya modern arabalı vapur seferi başlatıldı. Geçmiş zaman, yaşayanlar bilir ve hatırlar, biz de hatırlayıp hatırlattık.
Ana kara ile ada arasındaki 2,5 millik bölüme Bozcaada geçidi denir ve bu bölgenin ortasında birbirine çok yakın iki küçük ada vardır bunlardan batıdakinin üzerinde beton bir blok ve fener mevcuttur. Bu küçük adacıklar ile Bozcaada’nın kuzeydoğu ucundaki Erenler burnu arasında su derindir. Fakat, anakaradaki Kum burnundan itibaren bu küçük adacıklara kadar olan bölüm yarım mil kadar sığlık olarak uzanır ve bu geçidin ortasında üzerinde 4 m kadar su bulunan bir kayalık da vardır. Yatların gece seyrinde küçük adacıklar ile Bozcaada arasındaki derin su yolunu kullanmasını tavsiye ederim. Kuvvetli kuzey rüzgarı olan havalarda ise Kumburnu’na çok dikkat ederek ve sığlıklara düşmeyerek sahilin peçelemesinden istifade edilerek ve görerek gidilebilir. Ama, gece seyrinde kesinlikle bu rotayı tavsiye etmiyorum, her an sahile fazla yakın düşerek karaya oturmak veya bazı balıkçıların gece kanal üzerine attıkları ağlara dolaşmak tehlikesi mevcuttur.
Görüş mesafesinin az olduğu sisli ve yağmurlu havalarda Çanakkale boğazı ile Bozcaada arasındaki Karayer adaları gurubuna dikkat edilmesi gerekir, anakara ile bu adacıklar grubu arasından mesafeyi eşit ortalayarak seyir yapılmasını tavsiye ederim.
 
Gökçeada
Yüzölçümü olarak en büyük adamızdır. Adanın güney doğu sahillerinde çok uzun ve güzel kumlu plajlar vardır. Kefalos plajı olarak adlandırılan bu bölgede bir de siyah çamuru ile meşhur bir göl bulunmaktadır, denizle arasında sadece geniş kumsal bulunan göle plaja gelenlerin bazısı gidip simsiyah çamurlara bulanarak dolaşırlar. Adanın doğu ucunda kayalık ve ince bir burun olan Aydıncık burnu uzanır ve ardında doğal limanını oluşturur. Güney yönlü rüzgarlara kapalı olan bu liman kuzey rüzgarlarına tamamen açık olduğu için ancak geçici olarak güneyden havalarda barınma imkanı sağlayabilir, bu limanın sahil kısmında askeriyenin atış sahası ve bir de satha yakın batık bulunmaktadır. Adada daimi sığınılacak tabi liman bulunmamaktadır.
Adanın esas limanı Kuzeydoğu ucundaki Kaşkaval burnunun biraz güneyinde yer alan Kuzu limanıdır. ( 40,13,80 N – 25,57,35 E ) büyük ve havaya kapalı olan rıhtımları geniş ve düzenli bir limandır. Ana mendirek kuzeybatı- güney doğu istikametinde uzanır giriş güneydoğuya bakar ancak Üçburun’un oluşturduğu koy güney rüzgarlarının liman ağzından içeri girmesine engel olur. Girişte güneybatı kuzeydoğu yönünde uzanan kısa bir mendirek daha vardır ve bunun arkası tabii kumsal plajdır. Liman içinde Feribot iskeleleri, çekek rampaları, sahil güvenlik rıhtımı vardır. Büyük mendirek duvarı rıhtımsızdır ve kenarında sığlıklar vardır ayrıca liman içinde kuzey doğu ucuna yakın sahil güvenlik iskelesi tarafında ana mendireğe yakın bir sığlık topuk mevcuttur.
Yaz mevsiminde hakim rüzgarlar hep kuzey yönlüdür ve mendirek içerisinde özellikle girişe yakın kısa duvar ardındaki bölgede solugan oluştururlar.
Limanın olduğu mahalde birkaç ev, lojman ve motelden başka yerleşim yoktur. Esas ilçe merkezi Gökçeada kasabası limandan 7 km içeridedir, minibüsler çalışmaktadır. Liman içinde akaryakıt istasyonu şimdilerde yok 3 km mesafede yol üzerinde istasyon var. Taksi bulmak mümkün, bu adadaki taksicilerin hemen hepsi Ispartalı ve aynı köyden. Bulundukları yer baraj inşaatı için istimlak edilince devlet bunlara Gökçeada’dan toprak vermiş ama çoğunluğu taksicilik ve pansiyonculuğu tercih etmişler.
Gökçeada kasabası ilçe merkezidir. Belediyenin bir oteli ve Ziraat bankası var. İlçe merkezinden ayrılan yollar ile adanın diğer yerlerine ulaşılır. Kuzeyde Kaleköy vardır. Adını sahildeki yüksekçe bir tepenin üzerinde bulunan kaleye izafeten almıştır. Bu tepenin alt yamaçlarında yeni bir yerleşim oluşmuş ve adına Yeni Kaleköy diyorlar burada bir çok pansiyon mevcut. Kaleköy bir koy kenarıdır ve sahili kumsaldır; bu kumsal sahilde eski küçük balıkçı mendireği vardı birkaç senedir Kuzey – Güneybatı istikametinde uzanan yeni büyük mendirek inşaatı devam etmektedir, ( 40,14,20 N – 25,53,75 E ) son gördüğümde duvar bitmiş ancak rıhtımlar yapılmamıştı buna rağmen kıçtan kara bağlanan tekneler vardı. Kaleköy’de küçük balıkçı lokantaları ve bir askeri gazino vardır. Mendireğin dışında kumsalın sonuna doğru büyük bir otel faaliyettedir. Merkez ile Kaleköy arasında sık aralıklarla çalışan minibüsler ulaşımı sağlıyor.
Adanın iç kısımlarında ormanlık alanlar bir baraj ve terk edilmiş Rum köyleri vardır. Dereköy, Tepeköy, Zeytinli köyleri. Tepe köyde senenin birkaç gününde yerli Rumların kutladığı bir yortu yapılıyor ve bu yortu için adayı eskiden terk etmiş olan Rumlar çeşitli yerlerden gelerek buluşup kutlamalar yapıyorlar. Adanın batısında eskiden açık cezaevi olan bölge bulunurdu. Bu alan şimdi kamu kuruluşlarına kamp işlevi görür bir hale gelmiştir. Adanın yol şebekesi güney sahilini takiben hemen hemen tüm adayı dolaşacak bir gezinti imkanı sağlar, güney bölgesi genellikle taşlık alanlardan oluşur.
Adada bir alay ve orduevi de vardır. Gelişmeye müsait ancak yatırım yapılmamış boş sayılabilecek bir ada.
Ulaşım feribotla Çanakkaleden ve araba vapuru ile Kabatepe limanından sağlanmaktadır. Kabatepe limanına yaklaşık 10 mil mesafededir.
Gelibolu yarımadası ile ada arasında yaz döneminde hakim rüzgarlar kuzey yönlüdür. Saroz Körfezinden kopup gelen kuzey rüzgarı kaba dalga kaldırır, bazılarının “Eşek imbatı” diye tabir ettiği bu havalar küçük tekneleri hırpalayabilir. Kış döneminde ise hakim rüzgarlar güney yönlü olup fırtınalar sıkça görülmektedir.
 
Karayer adaları
Çanakkale boğazı çıkışında Bozcaada kuzeyinde ve Gökçeada güneyinde yer alan iskansız irili ufaklı adacıklar grubudur. (39,58,00 N – 39,55,00 N  ve 26,03,50 E  - 26,06,10 E ) koordinatları arasındaki bölgeye yayılmışlardır, bu alan içerisinde adaların etrafındaki su altı kayaları ve küçük kayalar da dahildir. En büyük olan ada Tavşan adasıdır ve üzerinde fener vardır (Gp Fl 3 10,45,8) Tavşan adasının hemen güneyinde Pırasa adası ve yarım mil kadar güneyinde ise Orak ve Yılan adacıkları vardır. Sualtı zenginliği olan bir bölgedir ve dalış yapmayı sevenlerin envanterinde yer alırlar. Bozcaada Çanakkale boğazı arasındaki seyirlerde bu adalar grubu ile anakara Beşige burnu arasındaki bölgeden seyir yapılmasını tavsiye ederim. 
 

Konular