Ege | Konular

Isparta Evliyaları

BERDEÎ SULTAN

Anadolu'yu aydınlatan meşhûr velîlerden. On dördüncü yüzyılda yaşamıştır. Osmanlı pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân Han zamânında Hamidili (Isparta) vâlisi Hızır Beyin dâveti ile Horasan'dan Anadolu'ya gelmiş Eğridir'de, Eğridir Gölünün kenarında Mezâr-ı Şerîf denilen yerde yerleşmiştir. Kabri oradadır. Şeyhülislâm Berdeî diye de tanınır.
Osmanlı vâlilerinden o zamanki adıyla Hamidili diye anılan Isparta Vâlisi Hızır Bey, âlimleri ve velîleri çok sever, hürmet ve himâye ederdi. Bir defâsında hacca gitmişti. O sene evliyânın meşhurlarından Berdeî Sultan da hac ibâdetini yapmak için Mekke'ye, gitmişti. Bu zât Kâbe'yi tavâf ederken, Hızır Bey onun büyük bir velî olduğunu anlayıp kendisiyle tanıştı. Sohbet sırasında bir Osmanlı vâlisi olduğunu söyledi. Sonra da vâli olduğu yeri tanıtıp, dâvet etti; "Vâlisi bulunduğum diyârın havası, suyu pek güzeldir. Beldeleri, köyleri bağlık, bahçelik bir memlekettir. Fakat halkına İslâmiyeti anlatıp rehberlik edecek bir mürşîd-i kâmil, yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehber yoktur. Bu sebeple halk, nefislerine uymuş ve bozuk bir haldedir. Acaba siz lutfedip o diyârın halkını irşâd için oraya hicret buyursanız olmaz mı? Büyük ve hesapsız sevâba kavuşacağınız şüphesizdir. Eğer lutfedip bu arzumuzu kabul buyurursanız, ben köleniz, sultanım için (sizin için) Eğridir kasabası civârında havası ve suyu güzel bir yerde size bir dergâh, makam yapıp, hayır duânızı almak istiyorum." diyerek büyük bir arzu ve edeb içinde, gâyet nâzik ifâdelerle dâvet etti. Berdeî Sultan hazretleri vâlinin bu samîmî ve hâlis niyyetle yaptığı dâvet üzerine; "İstihâre edelim." buyurarak, eğer gitmelerine mânen bir izin ve işâret verilirse gitmeyi kabûl ettiğini açıkladı. Birkaç gün sonra tekrar bir araya geldiklerinde vâliye; "Rûm diyârına, Anadolu'ya yapılan dâveti kabûl etmem için işâret olundu. İnşâallah bu sene memleketimize dönelim. Gelecek sene Allahü teâlânın izniyle Anadolu'ya gidelim!" buyurdu. Vâli Hızır Bey, bu sözleri üzerine son derece sevinip memnun oldu. Sonra Şeyhülislâm Berdeî ile vedâlaşıp Eğridir'e döndü. O sene Eğridir'de göl kıyısında Mezâr-ı Şerîf denilen yerde bir dergâh yaptırarak, Berde-î hazretlerinin gelmesini bekledi.

BEŞİR-İ EBŞİR

Kabri Isparta Senirkent'te, Şeyhler mahallesindedir. On dördüncü yüzyılda yaşamıştır. Bölge halkı tarafından sevilen ve sık sık ziyâret edilen kabirlerden birisidir.

GÖKVELİ SULTAN

Yaşadığı devir hakkında bilgi bulunamayan Gökveli Sultanın kabri, Isparta Çelebiler Mahallesinde bulunan Abidinpaşa Câmii yanındadır. Bölge halkı tarafından sık sık ziyâret edilmektedir.

HIDIRLIK DEDE

Hangi devirde yaşadığı bilinmiyor. Kabri, Isparta'da Hıdırlık tepesinde koruluk bir alandadır. Bölge halkı tarafından özellikle yağmur duâsına çıkılacağı zaman ziyâret edilmekte, rûhuna Kur'ân-ı kerîm okunup şefâatı, yardımı istenmektedir.

KESİKBAŞ DEDE

Hangi devirde yaşadığı bilinmiyor. Hakkında bulunabilen tek bilgi Isparta'nın fethinde şehid düşen gâzi dervişlerden olduğudur. Isparta'nın Kurtuluş Mahallesinde olan türbesi bölge halkı tarafından ziyâret edilip feyzinden istifâde edilmektedir.

KOCABIYIK EREN DEDE

Isparta'da sık sık ziyâret edilen Kocabıyık Eren Dede hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Kabri Isparta'nın Atabey ilçesi, Altunbaba Mahallesinde bulunan Tekke Câminin yanındadır.

MUHAMMED ÇELEBİ SULTAN

Anadolu'yu aydınlatan meşhûr velilerden. Eğridir'de doğdu ve 1494 (H.900) de orada vefat etti.

Babası, Pîrî Halîfe Sultandır. Seyyid olup nesebi yirmi üçüncü batında hazret-i Hüseyin'e ulaşır. Babası Pîrî Halîfe Sultan, mânevî bir işâret üzerine genç yaştayken İran'ın Hoy şehrinden, hocası Şeyhülislâm Berdeî hazretleriyle birlikte Anadolu'ya göçmüştür. Anadolu'ya gelince, büyük bir mürşid-i kâmil olan hocası Şeyhülislâm Berdeî'nin kızıyla evlenmiş ve bu evlilikten Muhammed Çelebi Sultan doğmuştur. (Bkz. Berdeî Sultan, Pîrî Halîfe Sultan)

Daha küçük yaşta iken, babasının ziyâretine gelenler içerde iken, ıslahı mümkün olmayan kimselerin ayakkabılarını ters çevirir; iyi kimselerinkini ise düzgünce koyardı. Küçük yaşında günahkar ve sâlih insanı ayırır ve söylerdi. Melekleri görür ve gördüğü şeyleri söylerdi. Babası çarşıdan alınan çörekten yedirince bu hali kırk gün kaybolur kırk gün sonra yine görürdü. Niçin gördüklerini söylüyorsun? dediklerinde, bana; "Gördüklerini söyle sana zararı yoktur diyorlar." derdi. On yaşına kadar bu hali devâm etti.Sonra gizledi.

İlim ve feyz ocağında gözlerini açıp küçük yaştan îtibâren ilim ve edep öğrenmeye başladı. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Babasından ve babasının hocası Şeyhülislâm Berdeî'den ilim öğrendi, onların bereketli sohbetlerinde ve derslerinde yetişti. Tasavvufta kemâle erdi. İcâzet aldı. Şeyhülislâm Berdeî hazretlerinin vefâtından sonra dâmâdı ve Muhammed Çelebi Sultan'ın babası Pîrî Halîfe, Muhammed Çelebi Sultan'ın halîfesi olarak dergâhta senelerce halka rehberlik yapıp insanlara, Eshâb-ı kirâmınPeygamber efendimizden naklen bildirdiği ve asırlar boyunca kıymetli İslâm âlimleri tarafından büyük bir dikkatle nakledilegelen Ehl-i sünnet îtikâdını ve doğru din bilgilerini anlattı, öğretti. Bunlara uygun yaşamalarını sağladı. Ömrünü bu mübârek hizmetlerle geçirdi. Vefâtından sonra ilim ve feyz menbaı olan dergâhda oğlu MuhammedÇelebi Sultan, yolunu şaşırmış olanlara rehberlik vazîfesi yaptı. O da aynen babası gibi ilim ve feyz saçtı, nice sâlih ve velî zâtlar yetiştirdi. Pekçok insanın saâdete kavuşmasına vesîle oldu.Vefâtından sonra yerine torunu Şeyh Burhâneddîn hazretleri geçti.

OSMAN EFENDİ

Isparta'nİn Atabey ilçesinde olan Osman Efendinin do?um ve vefât tarihleri bilinmiyor. İki asİr önce yaŞadİ?İ, TaŞyol Câmiini inŞa edip imamlİ?İnİ üstlenen âlim ve velî bir zât oldu?u rivâyet edilmektedir. Kabri Atabey'in Pazar Mahallesinde olup ziyaret edilmektedir.

PÎRÎ HALÎFE HAMÎDÎ

Anadolu âlim ve velîlerinden. Hamîd (şimdiki ismi ile Isparta) vilâyetinin Eğirdir kasabasından olup Pîrî Halîfe diye meşhûr olmuş ve memleketi olan Hamîd iline nisbetle Hamîdî denilmiştir. Pîrî Halîfe Hamîdî diye tanınır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1555 (H.962) senesinde vefât etti. Kabri Isparta'da olup, ziyâret edilmektedir.

İlk zamanlarından îtibâren ilim öğrenmeye ve tasavvuf yolunda ilerlemeye meraklı olan Pîrî Halîfe, Seyyid Emîr Buhârî hazretlerinin sohbetlerine devâm ederek olgunlaştı. Tasavvufda yüksek derecelere kavuştu. O büyük zâtın huzûrunda, hem zâhirî hem de bâtınî kemâlâtı elde etti.

Tahsîlini tamamlayıp hocasından icâzet aldıktan sonra, memleketine dönerek orada talebe yetiştirip, ilme hizmet etmeye çalıştı.

Pîrî Halîfe Hamîdî, devamlı ibâdet eden, dînimizin emirlerine son derece bağlı olan bir zât idi. Diğer büyük zâtlar gibi o da dünyâya kıymet ve îtibâr etmez, dünyâya düşkün olanlardan uzak dururdu. Çok riyâzet ve mücâhede yapardı. Nefsin arzularına uymaz, nefsin istemediği, ona zor gelen ibâdetleri çok yapardı. Görünüş îtibâriyle diğer insanlar gibiydi. Ama hakîkatte o başka bir âlemdeydi. Allahü teâlâya yönelmiş vaziyette, her an ölüme hazır durumda idi. İstiğrak (Allahü teâlânın aşkı ile kendinden geçmiş olma) denizinin tam bir dalgıcı idi. Bâtını gibi zâhiri de kemâlât ve güzelliğe sâhib olduğundan, onu görenlerin gönüllerinde muhabbet hâsıl olurdu.

PÎRÎ HALÎFE SULTAN

Anadolu'yu aydınlatan büyük velîlerden. İsmi Muhammed olup, seyyiddir. Soyu yirmi ikinci batında hazret-i Zeynelâbidîn'den, hazret-i Hüseyin'e ulaşır. İran'ın Hoy şehrinde doğdu. Isparta'nın Eğridir kazâsında vefât etti.Rüyâsında Peygamber efendimizden aldığı bir işâret üzerine hocası Şeyhülislâm Berdeî ile Anadolu'ya hicret etmiştir. Şeyhülislâm Berdeî ve Şeyh Abdüllatîf Kudsî'den feyz almıştır. Fatih Sultan Mehmed'in saltanatının ilk devirlerinde vefât etmiştir. Kabri, Eğridir Yazla'da câmi yanındaki türbededir.

ZEKERİYA SULTAN

Isparta evliyâsından. Hayâtı ve hangi devirde yaşadığı hakkında bilgi bulunamayan Zekeriya Sultan'ın kabri, Isparta-Senirkent'te olup ziyâret edilmektedir.

Konular