Ege | Konular

seyahat

Denizli Bayağaç İlçesi

İlçe, tarım ve hayvancılığa elverişli arazi yapısı ile eski çağlardan itibaren yerleşime açık bir yöre olmuştur. Osmanlı Padişahlarından lll. Ahmet kızı Mihrişah Sultana, Beyağaç ve havalisini çeyiz hediyesi olarak vermiş, buranın geliri ise Mihrişah Sultan tarafından Medine’ye vakfedilmiştir. Burası Osmanlılar döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Sazak köyüne bağlı mahalle iken, yakınına Sarıyer adı altında bir köy kurulmuş, daha sonra Sarıyer ile Eskere köyleri birleşerek Beyağaç adını almıştır. 6 Haziran 1972 tarihinde Belediye olarak teşkilatlanmış olan Beyağaç, 20.05.1990 tarihinde ve 3644 sayılı kanun gereğince ilçe olmuştur. 05.08.1991 tarihinde Kale ilçesinden ayrılıp fiilen ilçe olarak faaliyete geçmiştir.

Coğrafi Yapı ve Nüfus :
Beyağaç ilçesi, il merkezine 94 km. uzaklıkta olup, ilin güneyinde yer almaktadır. Doğusunda Acıpayam ve Çameli, batısında Kale, kuzeyinde Tavas ve güneyinde Muğla ile Köyceğiz ilçeleriyle çevrili olan Beyağaç ilçesi, Eskere ovası namıyla verimli bir ova üzerinde kurulmuş olup, ilçenin rakımı 650 m.dir. Bu ovanın içinden geçerek Muğla sınırlarına ulaşan Akçay, ilçedeki tek akarsudur.

Denizli Baklan İlçesi

İlçenin kesin kuruluş tarihi bilinmemekle beraber, tahminen 1200 yıllarında Anadolu Selçuklu Devleti zamanında, Horasan Beylerinden Abdi Bey, oymağı ile Baklan ovasında ilk yerleşimi kurmuştur. Baklan Arapça’da zahire anlamına geldiğinden ovaya, Baklan denilmiştir. Daha sonra Anadolu Selçuklu Uç Beyleri’nden Hüsamettin Bey (Dede) gelerek buraya yerleşmiştir. Çarpışmalar sonucunda ölen Hüsamettin Bey için bugün hala ayakta duran türbe inşa edilmiştir. Bundan sonra ilçeye Dede’nin adından dolayı Dedeköy denilmiştir.

Coğrafi Yapı ve Nüfus :
Beşparmak dağının batı eteğinde kurulmuş olan Baklan’ın doğusunda Dazkırı ilçesi,batısında Çal,kuzeyinde Bekilli ve Çivril,güneyde Bozkurt ilçeleri bulunmaktadır. Denizli iline 60km. uzaklıktadır. 950 mt. rakımı ile bölgenin en yüksek yerleşim birimidir. İlçeye bağlı bütün köyler Baklan ovasındadır. Büyük Menderes akarsuyu ilçeden geçmektedir. En büyük ovası Baklan ovası,en yüksek dağı 1307 mt. yüksekliğindeki Beşparmak Dağıdır. İlçe, İç Anadolu yayla iklimi (kışın soğuk ve yağışlı, yazın serin ve kurak) hakimdir.

Denizli Babadağ İlçesi

İlçede yerleşim 1386 yılında Oğuz Türkleri’nden bir yörük aşiretinin, şimdiki Babadağ’ın 3 km. kuzeydoğusundaki Oğuzlar köyüne yerleşmesiyle başlar ve daha sonra ilçenin 4 km. doğusundaki Yeniköy’e ve günümüzdeki yerine yerleşim gerçekleşir. İlçenin ilk adı Beşikkaya, zamanla Kadıköy’e dönüşmüştür. Posta işlemlerinde İstanbul Kadıköy ile isim benzerliği sorunları yüzünden 1935 yılında nahiye müdürünün teklifi ve belediye meclisinin kararıyla, eteğine kurulduğu Babadağ’ın ismini almıştır. 1. Dünya Savaşı sonrasında düşman işgaline uğramayan ilçe, Sivas Kongresine üye göndermiş, Kurtuluş Savaşında milis kuvvetlerine asker ve malzeme yardımında bulunmuştur. Taş döşeli dar sokakları, tarihi pitorest yamaç evleri ve konakları ile Babadağ 1879′da büyük bir yangın geçirmiş, bugünkü birçok ev o yangından sonra yapılmıştır. 1932 yangınında Gazi ve Fevzi Paşa mahalleleri, 1944 yangınında ise Gündoğdu Mahallesi neredeyse tümüyle yanmıştır. 1877 yılında belediye olan Babadağ, Sarayköy’e bağlı bir nahiyeyken 1988 yılında kendisine bağlı 10 köy ile ilçe statüsünü almıştır. Altındere köyünün merkeze bağlanmasıyla köy sayısı dokuz olmuştur.

Denizli Akköy İlçesi

1877-1885 yıllarında Osmanlı – Rus savaşı zamanında Kafkasya’dan bir grup Dağıstanlı Türk göç ederek ilçenin batı kısmında bulunan bölgeye (günümüzdeki adıyla Oğuz Mahallesi) yerleşmiştir. Bu bölgeye zamanın Padişahı Sultan Abdilaziz’in adından esinlenerek Aziziye Mahallesi denilmiştir.

Daha sonra Sultan ll. Abdulhamit zamanında göç eden bir grup Kafkas göçmeni, ilçenin doğu kısmına (günümüzdeki adıyla Sami Türel Mahallesi) yerleşmiş ve Sultaniye Mahallesini oluşturmuşlardır. İlçe 1930-1935 yıllarına kadar iki mahalle olarak gelişimini sürdürmüştür. Daha sonra iki mahalle birleşerek Akköy adını almıştır. 1971 yılına kadar köy olan Akköy, 01.06.1971 tarihinde kasaba olmuş ve belediye fiilen göreve başlamıştır. Akköy, 1991 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla ilçe statüsü kazanmıştır.

Coğrafi Yapı ve Nüfus:
Denizli’ye 23 km. mesafede olan Akköy kuzeyinde Buldan ve güneydoğusunda Çal, batısında Sarayköy, güneyinde Denizli il merkezi ile çevrilidir.

Denizli Acıpayam İlçesi

Eski çağlarda İndos vadisi olarak bilinen bölge; sırasıyla Hititler, İonlar, Akalar, Frigler, Lidyalılar, Persler, Hellenler ve Roma İmparatorluklarının egemenliği altında kalmıştır. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya gelen göçmen Türk boylarından Oğuz kafilesinin Avşar oymağına bağlı Karaağaç Baba yönetimindeki bir kol, bu bölgeye gelerek Eşeler Dağı ve Elmadağ eteklerine yerleşmiştir. Kütahya’da hükümdarlığını sürdüren Germiyanoğulları Beyliği, bereketli Acıpayam ovasını ele geçirmek amacıyla uzun süren savaşlar yapmıştır. Bu savaşlar sonunda yöre, önce Hamitoğulları daha sonra Germiyanoğulları Beyliği’ne ve sonra da Osmanlılara bağlanmıştır.

Sultan Beyazıt’ın Timur’a yenilmesi sonucu Osmanlılar’ın zayıflaması ile bölge tekrar Germiyanoğulları’na geçmiştir. Germiyanoğullarından hoşnut olmayan bölge halkı, Hamitoğullarına bağlanmak isteğiyle başkaldırmıştır. Bu nedenle bir süre bölge halkı Asi Karaağaç olarak anılmaya başlamıştır. Kısa bir süre Karamanoğulları’nın eline geçen bölge, 1429′da ikinci kez Osmanlılar’ın egemenliğine girmiştir. Daha sonra Isparta Sancağı’na başlanmış, Isparta Sancağı’nda Karaağaç Bölgesi olması nedeniyle adı Garbikaraağaç olarak değiştirilmiştir.

Denizli Hakkında Bilgi

Denizli, Türkiye’nin Ege Bölgesi’nin güneybatısında bulunan, turizm, tekstil endüstrisi ve ulaşım açısından önemli bir ildir.

Anadolu Yarımadası’nın güneybatı, Ege Bölgesi’nin güneydoğusunda yer almaktadır. Ege ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit durumundadır. Denizli İli’nin her iki bölge üzerinde de toprakları vardır. Denizli ili 28o38′ – 30o05′ doğu meridyenleri (doğu uç noktası; Çivril ilçesi Gümüşsu – Gökgöl Koyu Dinar sınırında Efekli Tepe, batı uç Aydın, Manisa; güneyde Muğla; kuzeydoğuda Uşak illeri ile komşudur.) Yüzölçümü 11.868km², denizden yükseltisi ise 428m’dir.

Denizli İsmi Nerden Gelmektedir?

Denizli'nin Geleneksel El Sanatları ve El İşlemeleri

Denizli’nin Tavas, Acıpayam, Çameli, Güney ve Çal ilçelerinin kırsal alandaki yerleşme ünitelerinde el sanatları çalışmaları yapılmaktadır. Özellikle ev hanımları ve genç kızların çeşitli renkte ince ipliklerle; tığ, iğne, mekik gibi araçlar kullanarak yaptıkları “oyalar” sürdürülmekte bu zarif ve geleneksel el isleri günden güne rağbet görmektedir. il merkezi ve köylerinde başörtüsü (burgu), bohça, sofra takımları, yastık kılıfları, karyola etekleri, perdeler, sandık örtüleri, masa örtüleri, bohçalar üzerine islenen çeşitli motifler genç kızlarımız tarafından günümüzde de yapılmaktadır.

Tavas yöresinde tel kırma denilen teknikle yapılan örtüler eski özelliğini yitirmişse de devam etmektedir.

Ayrıca yapılan diğer el sanatları ise şunlardır:

Denizli'deki Antik Kentler

PAMUKKALE

Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin arkeoloji literaturunde “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen birçok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır

Kentin hangi eski coğrafi bölgede yer aldığı tartışılır. Hierapolis, coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen tarihi bölgeler arasında yer almaktadır. Aziz Paulos, kentin Frigya yakınında, güney batıda ve Karia sınırına yakın olduğundan bahseder. Ayrıca Colossae kentinin de kuzey batısında olduğunu söyler. Strabon ile Ptolemaeus ise verdikleri bilgilerde, Karia Bölgesi’ne sinir olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolis’in de Frigya Kenti olduğunu ileri sürerler.

Denizli'deki Türbeler

BEYCESULTAN TÜRBESİ

Çivril ilce merkezine 6 km. uzaklıkta, ilçenin güney batısında Melhuz Kocayama Köyleri arasında, yüksekliği 20 m. olan höyük üzerindedir.

Türbe binası tamamen Selçuklu mimarisi tarzında oldukça bakımsız, harap olmak üzeredir. sekizgen bir plan üzerine yapılmış, doğu yönünde yüksek olmayan bir kapısı güney yönünde bir adet penceresi vardır.I.Hacim Sultan Hacı Bektaşi veli menkibinde, onun halifelerinden birisi olarak geçer.

Hacim Sultan vilayet namesinde “Pakce Sultan” olarak bahsedilir. Yörenin bilgin ve olgun kişisi olup, yöresinde ziraatla uğraşmıştır. Kaynaklarda Selçuklu Beyi olduğunda kayıtlıdır.

Denizli'deki Müzeler

ATATÜRK VE ETNOGRAFYA MÜZESİ

Denizli’nin merkezi Uçancıbaşı Mahallesi’nde bulunan ve buğun müze olarak kullanılan binanın yapım tarihi ile ilgili kesin bir belge yoktur. Ancak 19.yüzyıl sonlarında Rum asilli ve sonradan Türk tabiiyetine gecen Kilon Vandazoflus tarafından yaptırıldığı halk bilgilerinden anlaşılmaktadır. Yapı iki katli olarak inşa edilmiş olup, her iki katta da ortaya sofaya acılan odalardan oluşmaktadır. Üst katin boydan boya uzanan sofası giriş cephesinde ve bu cepheyi hareketlendiren çıkma bir balkona açılır. Arka cephe ise; iki kat boyunca yükselen ve sonradan ilave edildiği anlaşılan bolüme açılmaktadır.

Denizli'nin Kaplıcaları

PAMUKKALE KAPLICASI:

Denizli’ye 20 km. uzaklıkta, eski Hierapolis kentinin bulunduğu alandadır. Kars tik alanlardan çıkan suların bünyesindeki kireç çözeltisi buharlaşma ve sudaki karbondioksitin ayrışması sonucu çökelerek genellikle beyaz renkte ve pamuk balyalarını andıran kalker tüfleri Pamuk kale travertenlerini oluşturmuştur.

Kaplıca suları kalp, Mar sertliği, tansiyon,romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıkları, ilik içildiğinde spazmlı midesele iyi gelmektedir. İdrar sokturucudur. Böbrek kum ver taslarında, idrar yolu iltihaplarında etkilidir. Damar iltihapları ve reyon hastalığının tedavisinde yararlıdır.

Denizli'nin Hanları

AKMAN

Denizli – Afyon karayolunun 7. kilometresinde bulunan han ayni adi taşıyan koyun hemen girişinde, yolun sonunda yer almaktadır. Anadolu Selcuklular’ın batıdaki son kervansaraylarından olan AKMAN, sultan hanları semasına uymakla beraber oldukça küçük bir handır.

Hanin iki kitabesi bulunmaktadır. kapalı olan kişim 1253 (H.651) yılında avlu 1254 (H.652) de tamamlanmıştır. Yaptıran, Vali Seyfettin Karasundur Bin Abdullah’dır. Kitabede Özettin Keykavus II’nin adi geçmektedir. Simetrik bir plan göstermeyen kervansaray acık ve kapalı bölümlerden oluşmaktadır. Toplam 1100 m2′lik bir alan üzerine oturmakta olup kare bir avlu ve derinlemesine dikdörtgen bir holden oluşmaktadır. kapalı mekan derinlemesine iki paye ile uç şahına ayrılmıştır. Ortada bulunan şahin yan sahanlardan daha geniş ve yüksek tutulmuştur. Üst kişim tonoz ile örtülmüştür. Sivri kemerli Nis biçiminde porteli basık kemerli giriş kapısı ile oldukça sade bir görünüşe sahiptir.

Denizli'deki Çarşılar

KALE İÇİ

Denizli merkezinde gezilebilecek yerlerden biri de Kale içi adi ile anılan en eski çarsıdır. Yaklaşık 800 metre uzunluğunda ve 1 m. kalınlığında sur duvarı ile çevrilidir. Surların yapılış tarihinin Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden önce, Bizans Devri’nde var olduğu bilinmektedir. Kaleiçindeki yerleşimin, buraya 5 km. uzaklıktaki laodikeia’nın terk edilmesinden sonra 11.yüzyılda başladığı bilinmektedir. Kale içi ilk kez Selçuklular zamanında Ladik Beyliği, daha sonra Germiyan, İnaçoğulları Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu donemi ile Cumhuriyet döneminde mülkiyetlerin oluşması dar sokakları ve kurulan pazarları ile önemli bir çarsı merkezi haline geldiği görülmektedir.

Denizli'nin Camiileri

ÇİVRİL DEDE KÖY CAMİİ

Çivril Emirhisar yolu kenarında ve kasabaya yaklaşık 300 m. uzaklıkta bulunan camiinin tarihini verecek herhangi bir kitabeye rastlanılmamış olmakla beraber, plan ve malzeme özelliklerinden 13.yüzyıl Beylikler Devri’ne ait olduğu anlaşılmaktadır.

Camii tek mekanlı kubbeli bir plan göstermektedir. Yapı malzemesi olarak Roma Dönemi’ne ait devşirme malzemenin de bolca kullanıldığı camiinin içinde süsleme olarak buğun görülebilen sadece kubbe kemerlerindeki palet dizileridir.

Camiinin kuzey-doğu kösesinde bulunan minarenin külah kısmi buğun mevcut değildir. Gövdesinde de oldukça büyük çatlaklar oluşmuştur. Türbe ise camiinin yaklaşık 5m. uzağında tek mekanlı bir yapıdır. İçinde kime ait olduğu bilinmeyen 4 adet mezar bulunmaktadır. Bu Yapı topluluğu gerek 13.yüzyıl Beylikler Devri mimarisini, gerekse bünyesindeki devşirme malzemeler ile iki farklı kültürü yansıtması bakımından önemlidir.

Denizli'nin yeraltı suları ve kaynakları

Yüzey sularının yer altına sızarak tabakalar arasındaki boşluklarda ya da geçirimsiz tabaka üstündeki geçirimli tabakada birikmesine yer Alpu suyu denir. Sızma olayı sonucu yer altında depolanan bu suların yer yüzüne kendiliğinden çıktığı yerlere ise kaynak denir. Kaynak suları kisin ilik, yazın soğuk olurlar. Vali Çeşmesi (Cankurtaran), Kocapınar (Honaz) Değirmenönü (Yeşilköy). Kestane Deresi ( Buldan, Gümüşsü, Işıklı), Gürpınar (Çivril), Güney Suyu Akgöz Pınarı (Işıklı), Göz adini taşıyan sular (Honaz), Kırkpınar (Kara hisar-Tavas) Daha 1960-1970 yılları arasında il merkezinde akmakta olan, Yenimahalle semtinde Akpınar (Eğitim Fak.Batisi), Benli Pınarı (Eğitim Fak.doğusu), Mutassıp Pınarı (Kıbrıs Şehitleri Cad.) ayrıca Kuşpınar, Başpınar (Askeri Gazinonun kuzeybatısı), Fındıksuyu (Camlık-Atış Poligonu arası), Kozpınar (Zeytin koy batisi) gibi kaynakların büyük bolumu kent içme suyu şebekesine alinmiş, bazıları az da olsa akışlarını sürdürmekte, piknik yeri olarak faydanılmaktadır. Bazı kaynak suları üzerinde de kültür balıkçılığı amacıyla tesisler kurulmuştur.